Değerli okurlar merhaba,
Futbol ve inovasyon çok az birbiri ile birlikte kullanılan kelimeler. Türkiyemiz 80+ milyon nüfusu ve ağırlıkle genç nüfusuna rağmen futbolda ve diğer spor branşlarında da (güreş hariç) istediğimiz seviyede değil. Takımlarımız valeybolda ve basketbolda yabancı soorcularla belli seviyede üst düzey global başarılar elde ediyor olabilir ama bizim ana konumuz neden nüfusumuza oranla çok az başarılı sporcu yetiştirebiliyiroz ya da daha doğrusu yetiştiremiyoruz...
Başarılı sporcuların sayısını arttırmak için futbolda devrim, savaş, sil baştan sistemler vs... yapmaya gerek yok ... İnovasyon yapmaya gerek var. Nasıl mı ? Örneklerle açıklamaya çalışayım :
* Altınordu kulübü sistematik bir şekilde sporcu yetiştirmeye çok yıllar önce başladı ve milli takım olarak sonuçlarını almaya başladık 2020 Avrupa Kupası organizasyonuna gidiyoruz. Sonuç olarak genç sporculara yatırım yapmak öyle 1-2 yıllık kısa projelerle olmuyor. Ama ne yazık ki futbol sektörümüzde herkes 1-2 yıllık en fazla 3 yıllık periyotlarla başkan, yk üyesi ve teknik direktör olduğundan bu projeler yapılamıyor. Bu konuda futbol kulüpleri altyapılarındaki çalışmaları kamu oyuna anlatmalı ve sürekliliğin sağlandığı müddetçe devlet teşviği/desteği alabilir.
* NBA'de bilirsiniz draft hakları vardır ve ligi sonuncu bitiren takıma gençler liginden en iyi basketbolcuları ilk sıradan seçme hakkı verilir. Biz de 20 yaş altı gençlerin takip edildiği bir elektronik ortam olsa ve Avrupa basketbol liginde olduğu gibi spocuların verimlilik puanları, istatistikleri olsa ve Süper Lig takımları tarafından haziran veya temmuz ayında seçilecekleri ve TV Kanallarından yayınlanan organizasyonlar yapılsa nasıl olur ?
* Sporcuların takımları tarafından Altınordu örneğindeki gibi genç yaşlardan itibaren kişisel gelişim, koçluk/mentor destekleri, İngilizce, duygusal zeka, iletişim becerileri vb... konularda eğitimleri sürekli olsa .... Her takımın Futbol Akademisi ile sadece spor değil bu konularda kişisel sporcu gelişimlerine de önem verilmeli.
Futbol dünyasının yöneticileri genellikle geleneksel iş kollarından ve konjoktürel başarılardan gelirler ve hatta futbol dünyası sayesinde amaçları çevre yapmak ve daha çok geleneksel proje ve işleri almak olabilir. İşte bu kısır döngüdeki futbol dünyasını geliştirecek ve dönüştürecek bu sayede hakkı olan gençlerin de başarılı sporcu olma yollarını açacak yeni nesil yöneticileri beklemekten başka çare yok.
Spor dünyasındaki herkesin bu kadar genç nüfusun neden birçok başarılı sporcuyu çıkaramadığı gerçeğini düşünüp kendisine ve çevresine hesap sorması gerektiğini bilmeli. Konfiçyusun bu lafını da her gece kendine ve etrafına söylemeli :
"Ya bir yol bul, ya bir yol aç ya da yoldan çekil. "
Aslında bu eski nesil yöneticilerin eksikliği sadece Dijital Dönüşüm veya İnovasyon değil. Konfor alanında yaşıyorlar , ekmek elden projeler denizden. O kadar genç varmış, fırsat eşitliği olmalıymış, bu kadar gencin yeteneklerine göre izlenip varolan yetenekleri daha güçlü oalcak şekilde sistemler kurmak gerekmiş, zayıf yönlerini arttırıcı düzenler oluşturmak lazımmış... umurlarında bile değil. Bize düşen görev de liyakatına uygun olmadan olduğu yerde olanların boş yapmasını engellemek ve yoldan çekilmelerini sağlamaktır.
Siz de bu yazımıza katkı sağlamak isterseniz bu sayfamızın alt kısmında bulunan Facebook yorumları ile düşüncelerinizi iletebilirsiniz.
Futbol ve inovasyon çok az birbiri ile birlikte kullanılan kelimeler. Türkiyemiz 80+ milyon nüfusu ve ağırlıkle genç nüfusuna rağmen futbolda ve diğer spor branşlarında da (güreş hariç) istediğimiz seviyede değil. Takımlarımız valeybolda ve basketbolda yabancı soorcularla belli seviyede üst düzey global başarılar elde ediyor olabilir ama bizim ana konumuz neden nüfusumuza oranla çok az başarılı sporcu yetiştirebiliyiroz ya da daha doğrusu yetiştiremiyoruz...
Başarılı sporcuların sayısını arttırmak için futbolda devrim, savaş, sil baştan sistemler vs... yapmaya gerek yok ... İnovasyon yapmaya gerek var. Nasıl mı ? Örneklerle açıklamaya çalışayım :
* Altınordu kulübü sistematik bir şekilde sporcu yetiştirmeye çok yıllar önce başladı ve milli takım olarak sonuçlarını almaya başladık 2020 Avrupa Kupası organizasyonuna gidiyoruz. Sonuç olarak genç sporculara yatırım yapmak öyle 1-2 yıllık kısa projelerle olmuyor. Ama ne yazık ki futbol sektörümüzde herkes 1-2 yıllık en fazla 3 yıllık periyotlarla başkan, yk üyesi ve teknik direktör olduğundan bu projeler yapılamıyor. Bu konuda futbol kulüpleri altyapılarındaki çalışmaları kamu oyuna anlatmalı ve sürekliliğin sağlandığı müddetçe devlet teşviği/desteği alabilir.
* NBA'de bilirsiniz draft hakları vardır ve ligi sonuncu bitiren takıma gençler liginden en iyi basketbolcuları ilk sıradan seçme hakkı verilir. Biz de 20 yaş altı gençlerin takip edildiği bir elektronik ortam olsa ve Avrupa basketbol liginde olduğu gibi spocuların verimlilik puanları, istatistikleri olsa ve Süper Lig takımları tarafından haziran veya temmuz ayında seçilecekleri ve TV Kanallarından yayınlanan organizasyonlar yapılsa nasıl olur ?
* Sporcuların takımları tarafından Altınordu örneğindeki gibi genç yaşlardan itibaren kişisel gelişim, koçluk/mentor destekleri, İngilizce, duygusal zeka, iletişim becerileri vb... konularda eğitimleri sürekli olsa .... Her takımın Futbol Akademisi ile sadece spor değil bu konularda kişisel sporcu gelişimlerine de önem verilmeli.
Futbol dünyasının yöneticileri genellikle geleneksel iş kollarından ve konjoktürel başarılardan gelirler ve hatta futbol dünyası sayesinde amaçları çevre yapmak ve daha çok geleneksel proje ve işleri almak olabilir. İşte bu kısır döngüdeki futbol dünyasını geliştirecek ve dönüştürecek bu sayede hakkı olan gençlerin de başarılı sporcu olma yollarını açacak yeni nesil yöneticileri beklemekten başka çare yok.
Spor dünyasındaki herkesin bu kadar genç nüfusun neden birçok başarılı sporcuyu çıkaramadığı gerçeğini düşünüp kendisine ve çevresine hesap sorması gerektiğini bilmeli. Konfiçyusun bu lafını da her gece kendine ve etrafına söylemeli :
"Ya bir yol bul, ya bir yol aç ya da yoldan çekil. "
Aslında bu eski nesil yöneticilerin eksikliği sadece Dijital Dönüşüm veya İnovasyon değil. Konfor alanında yaşıyorlar , ekmek elden projeler denizden. O kadar genç varmış, fırsat eşitliği olmalıymış, bu kadar gencin yeteneklerine göre izlenip varolan yetenekleri daha güçlü oalcak şekilde sistemler kurmak gerekmiş, zayıf yönlerini arttırıcı düzenler oluşturmak lazımmış... umurlarında bile değil. Bize düşen görev de liyakatına uygun olmadan olduğu yerde olanların boş yapmasını engellemek ve yoldan çekilmelerini sağlamaktır.
Siz de bu yazımıza katkı sağlamak isterseniz bu sayfamızın alt kısmında bulunan Facebook yorumları ile düşüncelerinizi iletebilirsiniz.